1 Kasım 2013 Cuma

MARUFU EMRETMENİN VE MÜNKERDEN NEHYETMENİN YOLLARI

Soru 1046: Mallarına farz olan humusu veya zekâtı vermeyen anne-babanın karşısında oğullarının veya kocasının karşısında eşinin vazifesi nedir? Acaba, oğlu veya eşi humus ya da zekâtı verilmemiş olduğu için harama karışmış olan maldan yararlanmaları caiz midir? Oysa ki, bu tür mallardan yararlanmak ruhun kirlenmesine sebep olduğu için bunları kullanmama hususunda çok tekit edilmiştir.
Cevap: Anne-babasının veya kocasının marufu terk ettiklerini veya münkeri işlediklerini görürlerse şartların mevcut olduğu takdirde oğul veya eşinin marufu emretmeleri ve münkerden nehyetmeleri farzdır. Ama, onların mallarından yararlanmalarının sakıncası yoktur; ancak, istifade ettikleri malın humus veya zekâtının verilmediğini kesin olarak bilirlerse bu durumda o miktar hususunda, humus ve zekât hakkında yetkili kimseden izin almaları farzdır.

Soru 1047: İtikatları kamil olmadığı için dinî mükellefiyetlerini yerine getirmeyen anne ve babanın karşısında oğullarının izlemesi gereken metod nedir?
Cevap: Anne ve babanın saygılarını koruyarak onlara yumuşak dille marufu emretmesi ve münkerden neh-yetmesi farzdır.

Soru 1048: Kardeşim dinî ve ahlakî kuralları gözetmi-yor ve şimdiye kadar da yapılan nasihatlerin bir etkisi olmuş değil; bu gibi tutumlarını gördüğümde benim va-zifem nedir?
Cevap: Dine aykırı olan bu işleri yaptığında ona karşı hoşnutsuzluğunuzu belirtmeniz ve yararlı gördüğünüz her türlü metotla onu kardeşce uyarmanız farzdır; ancak, akrabalık bağlarını kesmeyin, çünkü akrabalık bağlarını kesmek caiz değildir.

Soru 1049: Geçmişte şarap içme gibi haram işler yapmış olan kimselerle ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
Cevap: Ölçü, kişinin şimdiki durumudur; geçmişte yaptıkları işten tövbe etmişlerse onlara karşı diğer müminlere davrandığınız gibi davranmalısınız. Ancak, hâlâ haram işleyen kimseleri münkerden nehyetme yoluyla haramdan alıkoymak farzdır ve ilişkileri kesmek dışında haramdan sakınmazsa bu durumda onunla ilişkiyi kesmek farzdır.

Soru 1050:
İslâm ahlakına aykırı olan batı kültürü saldırısına uğramamız ve bazı gayr-i İslâmî adetlerin yayılması neticesinde bazı erkekler boyunlarına altın haç takmakta veya bazı bayanlar dikkat çekici renkte elbiseler (manto) giymekteler, bazı erkek ve kadınlar örfen çirkin olan özel bir takım gözlük, bilezik ve saat kullanmaktalar ve bazıları marufu emretme ve münker-den nehyetmeden sonra bile bu işlerinde direnmekteler; bu gibi kişilere karşı nasıl davranmamız gerekir?
Cevap: Altını boyuna asmak veya takmak erkeklere kesinlikle haramdır ve dikilişi, rengi vs. açısından Müslüman olmayanların saldırgan kültürünü taklit etme ve yayma sayılan elbiseleri giymek de caiz değildir. Ve yine İslâm ve Müslümanların düşmanlarına ait saldırgan kültürü taklit etme sayılacak şekilde bilezik, gözlük tak-mak caiz değildir ve bu tür tezahürleri dille münkerden nehyetme yoluyla ortadan kaldırmak diğerlerine farzdır.

Soru 1051: Bazı durumlarda, münkeri işleyen üniversite öğrencisi veya görevlisi defalarca irşat ve nasihat edilmesine rağmen o işi işlemekten çekinmiyor ve fakültede genel ortamın bozulmasına sebep olan kötü amellerini yapmaya ısrar ediyor, bu durumda onlara karşı bu işlerinin dosyalarına işlenmesi gibi bazı idari cezalandırmalara başvurulması gerekir mi?
Cevap: İslâm esaslarına göre fakültede yürürlükte olan dahili nizamı gözetmek kaydıyla bunun sakıncası yoktur. Aziz gençler marufu emretme ve münkerden neh-yetme meselesini ciddiye almalı, onun şartlarını ve şer'î hükümlerini dikkatle öğrenmeli, bunu yaygınlaştırmalı, marufu yapmaya teşvik etmek ve münkerin yapılmasına engel olmak için etkili ahlakî metotlardan yararlanmalı, bundan şahsi garazlar için istifade etmekten sakınmalıdırlar ve bilmelidirler ki bu, hayrın yayılması ve kötülüğün engellenmesinde en etkili ve en üstün metottur. Allah Tealâ sizleri kendi rızası doğrultusunda muvaffak etsin!

Soru 1052: Bir münkeri işleyen kimseyi bu işinden sakındırmak için selâmını almamak caiz midir?
Cevap: Münkerden nehyetme kastıyla selâmın cevabını almamaya, örfen münkerden men ve nehyetme deniliyorsa bu iş caizdir.

Soru 1053: Bazı yetkililer, emirleri altında çalışanlardan bazılarının namaz farizasını hafife aldıklarını (önemsemediklerini) veya terkettiklerini kesin olarak bilseler, nasihat ve irşad etmenin de bir faydası olmazsa bu kişilere karşı vazifeleri nedir?
Cevap: Buna rağmen, şartlarını gözeterek sürekli o-larak yapılan marufu emretme ve münkerden nehyet-menin tesirinden gafil olmamalıdırlar; onlara karşı marufu emretmenin etkili olmasından ümit kesilirse, bu durumda, o kişileri görevlerinin sağladığı imkan ve haklardan mahrum etmeyi öngören kanun varsa haklarında bu kanun uygulanmalı ve onlara bu ilahi farizayı yerine getirmede gevşek davrandıklarından dolayı böyle bir uygulamanın yapıldığı da ayrıca hatırlatılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder