31 Ekim 2013 Perşembe

SECDE HÜKÜMLERİ

Soru 478: Kasıtlı olarak rükû zikrini secdede ve secde zikrini de rükûda okumanın sakıncası var mıdır?
Cevap: Allah Teala'nın mutlak zikri olarak okursa sakıncası yoktur; rükû, secde ve namazı sahihtir.

Soru 479: Birisi yanlışlıkla secdede rükû zikrini veya rükûda secde zikrini söylerse ve sonra hemen farkına vararak hatasını düzeltirse namazı batıl olur mu?
Cevap: Bunun sakıncası yoktur ve namazı sahihtir.

Soru 480: Namazı bittikten sonra veya namaz esnasında zikri yanlış söylediğinin farkına varırsa hükmü nedir?
Cevap: Zikrin, yani rükû ve secdenin yeri geçmişse üzerine bir şey gelmez.

Soru 481: Namazın üç ve dördüncü rekâtlarında "tes-bihat-ı erbaa"yı bir kere söylemek yeterli midir?
Cevap: Yeterlidir; ancak, üç kere tekrarlamak ihtiyata daha uygundur.

Soru 482: Namazda "tesbihat-ı erbaa"nın üç defa söylenmesi gerekmektedir; ancak insan yanlışlıkla dört defa söylerse, namazı kabul olur mu?
Cevap: Sakıncası yoktur.

Soru 483:
Namazın üç ve dördüncü rekâtlarında "tes-bihat-ı erbaa"yı üç kere mi, dört kere mi veya üçten az mı söylediğini bilmeyen kimse ne yapmalıdır?
Cevap: Bir kere de söylemek yeterlidir ve üzerine herhangi bir sorumluluk gelmez; eğer rükû etmemişse üç kere söylediğini kesin olarak bilinceye kadar tekrarlayabilir.

Soru 484: Namazda, kıyam halinde olduğu gibi, beden hareket halindeyken de "bi havlillahi..." zikrini okumak caiz ve sahih midir?
Cevap: Sakıncası yoktur; zâten bu zikir namazın bir sonraki rekâtı için kıyam edildiğinde söylenilir.

Soru 485: Zikirden maksat nedir? Acaba Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyti'ne salavat getirmeyi de kapsamına alır mı?
Cevap: Allah Teala'nın ismini kapsamına alan her şey zikirdir; Resulullah ve Ehl-i Beyti'ne (Allah'ın salavatı onların üzerine olsun) salavat ise en faziletli zikirlerdendir.

Soru 486: Bir rekâtlık "Vitir" namazında ellerimizi kunut için kaldırarak Allah Teala'dan hacetlerimizi istediğimizde; hacetlerimizi kendi dilimizle -mesela Fars-ça- söylememizin sakıncası var mıdır?
Cevap: Kunutta Farsça dua etmenin sakıncası yoktur; kunutta bütün dualar, Arapça olmayan herhangi bir dille okunabilir.

SECDE HÜKÜMLERİ




Soru 487: Çimento, mozaik üzerine secde ve teyemmüm etmenin hükmü nedir?
Cevap: Bunların üzerine secde etmenin ve bunlarla teyemmüm etmenin sakıncası yoktur. Gerçi ihtiyata uygun olan, bu ikisine teyemmüm ve secdeyi terk etmektir.

Soru 488: Elleri, namaz kılarken küçük delikleri olan mozaik üzerine koymanın sakıncası var mıdır?
Cevap: Soruda farz edildiği gibi olursa sakıncası yoktur.

Soru 489: Alnın toprağa değmesini engelleyecek kadar kir tabakası oluşmuş ve siyahlaşmış mühre secde etmenin sakıncası var mıdır?
Cevap: Kir, alınla toprak arasında engel oluşturacak miktarda olursa secde ve namaz batıldır.

Soru 490: Secde ederken alnı ve özellikle secde yeri türban veya çarşafla örtünmüş olan kadın -bu hâlde kıl-dığı- namazlarını yenilemesi farz mıdır?
Cevap: Secde esnasında bunun farkında olmazsa namazlarını yenilemesi farz değildir.

Soru 491: Bir kadın secde yaptığında alnının tamamen toprağa değmediğini, başörtüsü veya çarşafın engel olduğunu anlarsa başını mühürden kaldırıp engeli giderdikten sonra tekrar secdeye koymasının hükmü nedir?
Engeli giderip yeniden başını mühre koyması müstakil secde sayılırsa kıldığı namazların hükmü nedir?
Cevap: Alnının toprağa değmesi için başını kaldırmadan oynatmalıdır; toprağa secde etmek için başını yerden kaldırması bilgisizlik veya unutkanlıkla olursa ve bu işi yalnızca bir rekâtta ve iki secdenin birinde yaparsa namazı sahihtir ve yenilemesi farz değildir. Ancak; toprağa secde etmek için başını yerden kaldırması kasıtlı olur veya bu işi bir rekâtın iki secdesinde de yaparsa namazı batıldır ve yenilemesi farzdır.

Soru 492: Secde halinde yedi uzvun yere temas etmesi farzdır; ancak, biz savaşta malul olduğumuz için özel sağlık durumumuz nedeniyle tekerlekli sandalye kullanmaktayız, bu yüzden namazda ya toprağı kaldırıp alnımıza koyuyoruz veya mührü sandalyenin koluna bırakarak onun üzerine secde yapıyoruz; bu amelimiz sahih midir?
Cevap: Mührü(Üzerine secde edilen toprak.) sandalyenin koluna veya benzeri bir şeyin üzerine bırakarak ona secde etmeniz mümkünse öyle yapın ve namazınız sahihtir, aksi durumda -bunu yapamıyorsanız- işaretle bile olsa rükû ve secdeyi mümkün olan her şekilde yerine getirin ve bunun sakıncası yoktur. Allah'ın izniyle muvaffaksınız.

Soru 493:
Mukaddes ziyaret yerlerinde -haremlerde- yere döşenen mermer taşlarının üzerine secde etmenin hükmü nedir?
Cevap: Mermer taşının üzerine secde etmenin sakıncası yoktur.

Soru 494: Secdede ayağın baş parmağına ilaveten diğer parmakların da yere temas etmesinin hükmü nedir?
Cevap: Sakıncası yoktur.

Soru 495: Son zamanlarda namaz için rekât ve secdelerin sayısını belirleyen ve bir hadde kadar şüpheyi gideren "mühr-i emin" diye bir mühür yapmışlar. Bunu yapan şirket, taklit mercilerinin bunun üzerine secde edilmesini caiz bildiklerini iddia ediyor; mührün altında çelikten bir yay var; dolayısıyla alın üzerine koyulduğunda mühür aşağı doğru hareket etmektedir. Bunun üzerine secde etmenin sahih olup olmadığı konusunda görüşünüz nedir?
Cevap: Üzerine secde edilmesi sahih olan şeylerden olursa ve alnı üzerine koyduktan ve bastıktan sonra sabit durursa, üzerine secde etmenin sakıncası yoktur.

Soru 496:
Secdeden kalkıp oturunca hangi ayağımızı diğerinin üzerine koymalıyız?
Cevap: Sağ ayağın üstünü sol ayağın iç kısmının üzerine koymak müstehaptır.

Soru 497: Secde ve rükûda farz zikri okuduktan sonra hangi zikri okumak daha faziletlidir?
Cevap: Farz zikrin kendisini tek sayıyla bitirmek kaydıyla tekrarlamak; ve secdede buna ilâveten dünyevî ve uhrevî hacetler için dua etmek ve selevat getirmek müstehaptır.

Soru 498: Radyo veya teyp kasetinden secde ayeti dinlenildiğinde şer'î vazife nedir?
Cevap: Soruda sorulduğu şekilde secde vacip olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder