Soru 727: Kızım
mükellef olmuştur. Fakat; bünyesi zayıf olduğundan Ramazan ayının orucunu
tutamıyor. Gelecek Ramazan ayına kadar da orucunun kazasını yerine
getiremeyecektir; bu durumda ne yapması gerekir?
Cevap: Sırf zaaf ve güçsüzlükten dolayı oruç ve kazasından
aciz olması orucun kazasının ondan kalkmasına sebep olmaz; tutmadığı Ramazan
oruçlarının kazasını yerine getirmesi farzdır.
Soru 728: Yeni
bulûğ çağına erdikleri için oruç tutmaları zor olan kızların hükmü nedir? Acaba
kızların bulûğ yaşı, dokuz yaşını doldurmaları mıdır?
Cevap: Kızlar için şer'î erginlik yaşı, meşhur kavle göre
kameri yıl hesabıyla dokuz yaşını doldurmalarıdır. Dokuz yaşını doldurduktan
sonra onlara oruç farz olur; sırf bazı mazeretlerden dolayı oruç tutmayı terk
etmeleri caiz değildir. Fakat; gün esnasında oruç zararlı olursa veya oruç
tutmaları ağır bir meşakkat ve güçlüğe sebep olursa, bu durumda oruçlarını
yemeleri caiz olur.
Soru 729: Ben
kesin olarak ne zaman mükellefiyet çağına erdiğimi bilmiyorum. Sizden ricam,
oruç ve namazımın kazasının ne zamandan itibaren bana farz olduğunu
açıklamanızdır. O dönemde meselenin hükmü-nü bilmediğim dikkate alınarak;
acaba, yediğim oruçların kaffareti de farz olur mu, yoksa sadece kazalarını
yerine getirmem yeterli midir?
Cevap: Size farz olan, sadece kesin mükellefiyet ça-ğına
erdikten sonra, kaza olduğunu kesin bildiğiniz oruç ve namazlarınızın
kazasıdır.
Soru 730: Kızım
dokuz yaşında olduğu için oruç üzerine farzdır. Ancak; oruç tutması çok
meşakkatli olduğu için yemiştir. Bu durumda orucun kazası ona farz mıdır?
Cevap: Ramazan ayında yediği orucu kaza etmesi farzdır.
Soru 731: İnsan
önemli bir mazereti göz önünde bulundurup orucun kendisine farz olmadığına dair
yüzde ellinin üzerinde bir ihtimale dayanarak oruç tutmaz da daha sonra orucun
kendisine farz olduğunun farkına varırsa, kaza ve keffaret hususunda vazifesi
nedir?
Cevap: Sırf orucun kendisine farz olmadığı ihtimaliyle
Ramazan ayının orucunu yemiş olursa, bu durumda; kaza dışında keffaret de farz
olur. Eğer kendisine bir zarar ulaşmasından korkarak orucunu yemişse ve korkusu
insanların nezdinde makbul olan geçerli bir sebebe dayanırsa, keffaret farz
olmaz, ama kazasını tutması farzdır.
Soru 732: Görev
bölgesinde seferî olmasından dolayı geçen Ramazan ayının orucunu tutmayan bir
asker bu yıl yine görev bölgesinde olduğu için büyük bir ihtimalle orucunu
tutamayacaktır. Askerliğini tamamladıktan sonra, bu iki yılın orucunu kaza
etmek istediğinde üzerine keffaret de farz olur mu?
Cevap: Ramazan ayının orucu, seferde olması mazeretiyle kaza
olur ve bu mazeret sonraki Ramazan ayına kadar devam ederse, bu durumda sadece
oruçları kaza etmesi farzdır; keffaret vermesi farz değildir.
Soru 733: Oruçlu
kimse cünüp olur ve öğleden önce de bunun farkına varmaz; farkına varınca
irtimasî gusül ederse, orucu batıl olur
mu? Guslettikten sonra bunu fark ederse orucun kazası farz olur mu? ( -
İrtimasî gusül, vücudu temizledikten sonra gusül niyetiyle suya dalmakla
yapılan gusle denir.)
Cevap: İrtimasî gusül alması unutkanlık ve gaflet yüzünden
olursa gusül ve orucu sahihtir; orucun kazası farz değildir.
Soru 734: Öğleden
önce ikamet edeceği yere ulaşmak niyetiyle hareket eden seferî bir şahıs yolda
karşılaştığı bir olay yüzünden o vakitte ikamet edeceği yere ulaşamazsa, orucu
sakıncalı mıdır? Acaba böyle birisine o günün orucunun keffareti de farz mıdır,
yoksa sadece kaza etmesi yeterli midir?
Cevap: Seferde tuttuğu oruç sahih değildir, ikamet edeceği
yere ulaşamadığı için o günün orucunu kaza et-mesi farzdır. Bu durumda keffaret
farz olmaz.
Soru 735: Ramazan
ayında uçak iki buçuk-üç saat sürecek uzak bir noktaya gitmek için yüksek bir
noktadan uçuş yapmak ister, hostes ve pilot kendi dengelerini iyi korumak için,
her yirmi dakikada bir su içmeye ihtiyaç duyarlarsa, bu durumda kaza dışında
keffaret de farz olur mu?
Cevap: Oruç zararlı olursa, yemeleri caizdir. O günün
orucunu da kaza etmelidirler. Bu durumda keffaret farz olmaz.
Soru 736: Ramazan
ayında akşam ezanına iki saat veya daha az bir süre kala, hayız olan kadının
orucu batıl olur mu?
Cevap: Evet, orucu batıl olur.
Soru 737: Bedeni
ıslanmayacak şekilde özel dalgıç elbisesi ve benzeriyle suya dalan kimsenin
orucunun hükmü nedir?
Cevap: Elbise başına yapışmış olursa, orucunun sahih olması
sakıncalıdır; ihtiyaten farz olarak orucunu ka-za etmelidir.
Soru 738: Ramazan
ayında orucunu yiyerek, aç kalma zahmetinden kurtulmak için kasıtlı olarak
yolculuk yapmak caiz midir? (Çünkü yolculuk yapınca seferî olur ve dolayısıyla
orucunu yemesi farz olur.)
Cevap: Bu yolculuğun sakıncası yoktur. Yolculuğu, orucun
zorluğundan kurtulmak için olsa bile orucu yemesi farzdır.
Soru 739:
Üzerinde farz oruç olan kimse bu oruçlarını tutmak ister, ancak; bir olay
nedeniyle farz oruç tutamazsa, sünnet oruca niyet etmesi sahih midir? Mesela;
sünnet oruç tutulması uygun olan bir günde güneş doğduktan sonra yolculuğa
çıkıp öğleden sonra hiçbir şey yemeden ve içmeden dönerse, niyet vaktinin
geçmesi yüzünden farz oruca niyet edemeyen böyle bir kimse, sünnet oruca niyet
edebilir mi?
Cevap: Üzerine Ramazan ayının orucunun kazası farz olursa, farz
oruca niyet etmenin zamanı geçse bile, müstehap oruca niyet etmesi sahih
değildir.
Soru 740: Ben
sigara içmeğe alışkınım. Mübarek Ra-mazan ayında elimde olmadan (sigara
içmediğim için) sinirleniyorum. Bu hâlim ailemi huzursuz ediyor, ben de şahsen
bu durumdan rahatsız oluyorum; bu durumda vazifem nedir?
Cevap: Ramazan ayının orucu üzerinize farzdır; oruçluyken
sigara içmeniz veya hiçbir haklı sebep yokken diğerlerine sert davranmanız caiz
değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder