31 Ekim 2013 Perşembe

VESVESE VE ÇARESİ

Soru 312: Birkaç yıldan beridir vesveseye duçar olmuş bulunmaktayım. Bu durum, beni çok rahatsız etmektedir. Günden güne vesvesem daha da şiddetlenerek her şeyden şüphe eder hale geldim. Hayatım sanki şüphe üzerine kurulmuştur. Çoğunlukla da yiyecek maddeler ve ıslak eşyalar hususunda şüpheye düşüyorum. Bu nedenle, diğer normal insanlar gibi hareket edemiyorum. Bir yere gittiğimde ayağımın terlediğini ve necise değmesi sonucu, necis olacağını düşünerek hemen çorabımı çıkarıyorum ve hatta halı üzerinde oturamıyorum. Oturduğumda da elbiseme halı tüyleri yapışmaması ve onu suyla yıkamak zorunda kalmamak için, her zaman üstümü çırparak halının üzerinden kalkıyorum. Şimdi; artık bu işlerimden utanıyorum. Her zaman rüyamda maneviyatlı birisini görüp ona derdimi söylemeyi arzu ediyorum. Bu konuda bana yol göstermenizi rica ediyorum.
Cevap: Taharet ve necaset hükümleri, ilmihal kitaplarında açıklanmıştır. Şeriatın necis olduğuna hükmettiği ve insanın kesin olarak bildiği şeyler dışında her şey şeriatça temizdir. Bu durumda, vesveseden kurtulmak için rüya görmeye veya mucize olmasına gerek yoktur. Sadece mükellefin kendi şahsî düşüncelerini bir kenara atarak mukaddes İslâm şeriatına inanıp onunla amel etmesi ve necis olduğunu kesin olarak bilmediği şeyleri necis saymaması gerekir. Kapının, duvarın, halının, kullandığınız diğer eşyaların necis olduğunu nereden biliyorsunuz? Üzerinde yürümekte olduğunuz veya oturmakta olduğunuz halının tüylerinin necis olduğunu ve onun çorabınıza, elbisenize ve bedeninize sirayet edeceğini nereden biliyorsunuz? Velhasıl; bu halinizle vesveseye önem vermeniz caiz değildir. Vesveseye itina etmemeğe çalışmanız ve vesveseye itina etmemeğe devam etmeniz inşaallah kendinizi vesvesenin pençesinden kurtarmaya yardım edecektir.

Soru 313: Ben birkaç çocuk annesi, yüksek tahsilli bir kadınım. Taharet konusunda zorluk çekiyorum. Din-dar bir ailede büyüdüğüm için İslâm'ın bütün hükümlerine riayet etmek istiyorum. Küçük çocuklarımın idrar ve gâitini temizlediğim zaman, tuvalet taşına dökülen su ayağıma, yüzüme ve hatta başıma bile sıçrıyor, bu yüzden her defasında suyun sıçradığı yerleri yıkamak zorunda kalıyorum. Bu ise yaşantımda bir çok zorluklara sebep oluyor. Öte yandan, taharet meselesi, benim dinim ve akidemle ilgili olduğu için önem vermek zorundayım. Hatta; bu yüzden psikologa bile müracaat ettim; ama, bir netice alamadım. Bu arada beni zor durumda bırakan diğer şeyler de vardır. Örneğin; necis olan şeyin tozu veya çocuğun eli necis olduğu zaman ya onları yıkamak zorunda kalırım ya da bir şeye el sürmelerini önlüyorum. Necis olan bir şeyi yıkamak benim için çok zor oluyor; eğer, aynı şey yalnızca kirli olsaydı onu yıkamak benim için kolay olurdu. Bu hususta bana yol göstererek yaşantıyı kolaylaştırmanızı rica ediyorum.
Cevap: a) Mukaddes İslâm şeriatına göre necaset ve taharette şüphe edildiğinde taharet asıldır. Yani; bir şeyin necis olduğu hususunda şüphe edildiğinde hemen o-nun temiz olduğuna hükmetmek gerekir.
b) Necaset konusunda şiddetli hassasiyetleri olan kim-seler (bu gibileri İslâm fıkhında vesveseci olarak adlandırırlar) bazı yerlerde bir şeyin necis olduğunu kesin bilseler dahi, normal bir insanın kanaat getireceği şekilde gözleriyle görmedikçe, o şeyin necis olmadığına hükmetmeleri gerekir. Bu hüküm, böyle kimseler hakkında mezkur hassasiyetleri kalkıncaya kadar geçerlidir.
c) Necis olan her şey veya bedenin herhangi bir yerinin temiz olması için, necasetin aynının giderilmesinden sonra musluk suyuyla yalnızca bir defa yıkanması yeterlidir. Tekrar yıkamak ya da suyun altına tutmak gerekmez. Necis olan şey, elbise ve benzeri şeyler olduğu takdirde de içindeki suyun dışarı çıkması için normal miktarda sıkılır.
d) Siz, necaset konusunda şiddetli bir hassasiyete ya-kalandığınızdan dolayı şunu bilmelisiniz ki, necis toz nasıl olursa olsun sizin için necis değildir. Çocuğun elinin necis veya temiz olduğuna da dikkat etmeniz ge-rekmez. Kanın bedenden temizlenip temizlenmediğini de inceden inceye araştırmanıza gerek yoktur. Bu hüküm; hassasiyetinizin tamamen yok olmasına kadar geçerlidir.
e) İslâm dininin hükümleri kolaylık üzere kurulmuştur. Bu hükümler insan fıtratıyla tam bir uyum içerisindedir. Öyleyse; bu hükümler yoluyla cisim ve ruhunuza eziyet edip zarar vermeyin. Bu gibi konulardaki ıstırap ve vesveseciliğiniz yaşantınıza acı vermekten başka bir şeye yaramaz. Allah Teala, ne kendinize ve ne de sizinle ilişkide olanlara eziyet etmenize razı değildir. Kolaylık dininin şükrünü yerine getirin. Bu nimetin şükrü de Allah Teala'nın emirlerine uygun olarak hareket etmekle olur.
f) Bu durum, geçici ve tedavisi olan bir durumdur. Bir çok insan vesveseye müptela olduktan sonra yukarıda söylenildiği şekilde amel ederek ondan kurtulmuşlardır. Siz de, Allah Teala'ya tevekkül edin, himmet ve iradenizi kullanarak kendinizi bu konuda rahatlatın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder