31 Ekim 2013 Perşembe

ABDEST HÜKÜMLERİ

Soru 101: Akşam namazı için aldığım abdestle Kur'-ân-ı Kerim'e dokunabilir miyim ve onunla yatsı namazını kılabilir miyim?
Cevap: Sahih bir abdest aldıktan sonra, abdest bozulmadıkça onunla taharetli yapılması gereken her amel yapılabilir.

Soru 102: Başına peruk takan ve çıkardığında zahmete düşen bir kimse, takma saçın üzerine meshedebilir mi?
Cevap:Yapay saç eğer başa takılan şapka şeklindeyse mesh edilirken onu kaldırmak vaciptir. Ancak yapay saç kafaya ekilmiş olur ve onu kaldırmak tahammülü çok zor sıkıntılara yol açarsa, onun üzerine mesh etmek yeterlidir.


Soru 103: Bazıları abdest alırken yüze yalnızca iki avuç su dökülmesi gerektiğini ve üçüncü kez su dökmenin abdesti batıl ettiğini söylüyorlar. Bu söz doğru mudur?
Cevap: Abdestte; uzuvların birinci yıkanışı farz, ikinci yıkanışı caiz ve ondan fazlası meşru değildir. Ama yıkama sayısını belirlemede ki ölçü insanın kendi niyetidir. Dolayısıyla ilk yıkama kastıyla birkaç kez su dökmenin sakıncası yoktur.

Soru 104: İnsanın saç ve cildinde doğal olarak oluşan yağ -suyun bedene ulaşmasını önleyen- bir engel sayılır mı?
Cevap: Suyun beden veya saça ulaşmasını önlemedikçe engel sayılmaz.

Soru 105: Bir süreden beridir, ayaklarıma meshederken parmaklarımın ucundan değil, parmaklarımın üstünün az gerisinden başlayarak ayaklarıma meshediyorum. Böyle meshetmem sahih midir? Eğer, böyle meshetmem sakıncalıysa, kılmış olduğum namazları kaza etmem farz mıdır?
Cevap: Parmakların ucundan meshedilmezse abdest batıl olur ve böyle bir abdestle kılınan namazların kazasını kılmak da farzdır. Ancak insan abdest esnasında parmak ucundan itibaren mesh edip etmediğinde şüpheye düşerse; eğer meseleyi biliyorsa ve parmak ucundan mesh ettiğine ihtimal veriyorsa, abdestin ve kılmış olduğu namazların sahih olduğuna hükmedilir.

Soru 106: Ayak meshinin nihaî noktası olan "kaab" neresidir?
Cevap: Ayaklar eklem yerine kadar meshedilmelidir.

Soru 107: Devletin, İslâmî ülke dahilinde yaptırdığı camilerde, sınır merkezlerinde ve devlet dairelerinde ab-dest almanın hükmü nedir?
Cevap: Şer'î açıdan bir sakıncası yoktur.

Soru 108: Birisine ait olan araziden çıkan kaynak çeş-me suyunu borularla birkaç km. uzaklıkta olan bir bölgeye götürmek için su borularının söz konusu şahısa ve diğerlerine ait tarlalardan geçirilmesi gerekiyor. Tarla sahipleri razı olmadıkları takdirde bu suyu abdest, gusül ve diğer temizlik işleri için kullanmak caiz midir?
Cevap: Eğer su kendiliğinden kaynıyorsa, su yer üzerinde akmadan doğrudan boruya bağlanmışsa ve kaynağın bulunduğu tarlayla diğer tarlalardan sadece boruların geçiş yeri olarak istifade edilmişse, bu suyu kullanmak, örfen kaynağın bulunduğu ve diğer tarlalarda tasarruf sayılmazsa sakıncası yoktur.

Soru 109: Su idaresi basınç pompalarını kullanmayı yasaklamıştır. Ama bazı mahallelerde suyun tazyiki çok düşük olduğundan mahalle sakinleri üst katlara su ulaştırabilmek için su pompası kullanıyorlar. Yukarıda anlatılanlar göz önünde bulundurularak aşağıdaki sorulara cevap verir misiniz :
1) Daha fazla su kullanabilmek amacıyla su pompası taktırmanın şer’i açıdan hükmü nedir?
2) Eğer su pompalarından faydalanmak caiz değilse , su pompasıyla elde edilen sudan alınan abdest ve gusüllerin hükmü nedir?
Cevap: Böyle bir durumda su pompası kullanmak caiz değildir, su pompasının çalışmasıyla alınan abdest ve gusül de sakıncalıdır.


Soru 110: Namaz vakti girmeden önce abdest almanın hükmü nedir? Bir fetvada "namaz vaktinin girmesi yaklaştığında abdest alırsa, onunla kılınan namaz sahihtir" buyurmuştunuz. Namaz vaktinin girmesinin yakınlaşmasından maksat nedir?
Cevap: Ölçü; örfen "namaz vakti yakınlaşmıştır" de-nilmesidir. Bu vakitte o namaz için abdest almanın bir sakınca yoktur.

Soru 111: Abdestte, parmakların yürüme esnasında yere gelen alt kısmını meshetmek müstehap mıdır?
Cevap: Ayakların mesh yeri parmakların birisinin ucundan başlayıp ayak eklemine kadardır. Parmakların alt kısmının meshedilmesinin müstehap oluşu sabit değildir.

Soru 112: Abdest alan kimsenin, abdest kastıyla yüz ve ellerini yıkarken eliyle musluğu açıp kapatmasının hükmü nedir?
Cevap: Sakıncası yoktur ve abdestine bir halel getir-mez; ancak, sol kolunu yıkadıktan sonra, meshetmeden önce eğer elini ıslak musluğa vurursa, elindeki abdest suyuna dıştan su karıştığı takdirde abdestin doğruluğu sakıncalıdır.

Soru 113: Mesh etmek için abdest suyunun dışındaki bir sudan faydalanılabilir mi? Birde başı mesh ederken, sağ elle ve yukarıdan aşağıya doğru mesh etmek şart mıdır?
Cevap: Baş ve ayakların meshi abdest suyunun elde kalan ıslaklığıyla yapılmalıdır. Eğer eldeki ıslaklık kurumuşsa, sakal ve kaşlardaki ıslaklık vasıtasıyla eller ıslatılıp mesh yapılmalıdır. Ayrıca ihtiyata uygun olan başın sağ elle mesh edilmesidir, ancak yukarıdan aşağıya mesh etmek şart değildir.

Soru 114: Bazı kadınlar tırnaklarındaki ojenin abdest için engel olmadığını ve ince çorap üzerinden meshetmenin caiz olduğunu iddia ediyorlar; bu konuda görüşünüz nedir?
Cevap: Eğer oje, suyun tırnaklara geçmesine engel oluyorsa, abdest batıldır. Çorap her ne kadar ince olsa bile, onun üzerinden meshetmek caiz değildir.

Soru 115: Savaşta yaralanarak omuriliğinin kesilmesi nedeniyle idrarını kontrol edemeyen bir kimsenin almış olduğu abdestle Cuma hutbelerini dinleyip, meslulin vazifesine amel ederek Cuma ve ikindi namazlarını aynı abdestle kılması caiz midir?
Cevap: Onların Cuma namazına katılmalarında sakınca yoktur. Ancak onların abdest alır almaz namaz kılmaları farz olduğundan dolayı Cuma hutbesinden önce aldıkları abdestle namaz kılabilmeleri için abdesti bozan bir hadesin meydana gelmemesi lazımdır.

Soru 116: Savaşta omuriliğinin kopması nedeniyle idrarını kontrol edemeyen bir kimsenin, abdestten hemen sonra namaz kılmayıp, cemaat namazına katılmak amacıyla namazını ertelemesi caiz midir?
Cevap: Eğer abdest aldıktan sonra, idrarı damlalar halinde geliyorsa, abdestle namaz arasında fasıla vermemesi gerekir.

Soru 117: Abdest almaya kudreti olmayan kimse, abdest aldırması için kendisine bir yardımcı (naib) tutar, ancak abdest niyetini kendi yapar ve kendisi mesheder; eğer, kendisinin meshetmeye de kudreti olmazsa yardımcı onun elinden tutarak ona meshettirir ve eğer bundan da aciz ise yardımcı onun elinden rutubet alarak mesheder. Şimdi şunu sormak istiyorum: Yardımcı tutan kimsenin eli olmazsa hükmü nedir?
Cevap: Eğer yardımcı tutan kimsenin eli olmazsa, onun kolundan rutubet alınarak meshedilmelidir ve eğer kolu da olmazsa, onun yüzünden rutubet alınarak baş ve ayaklarına meshedilmelidir.

Soru 118: Cuma namazının kılındığı yerin yakınında merkez camisine ait bir abdesthane bulunmaktadır. Oranın su parası caminin gelirinin dışından temin ediliyor. Bu durumda, Cuma namazı kılanların da o suyu kullanmaları caiz midir?
Cevap: Eğer oranın suyu mutlak namaz kılanlar için vakfedilmişse sakıncası yoktur.

Soru 119: Öğle ve ikindi namazlarından önce alınan abdest, akşama kadar bozulmadığı takdirde onunla akşam ve yatsı namazları da kılınabilir mi? Yoksa, her namaz için ayrıca niyet edip abdest almak mı gerekiyor?
Cevap: Her namaz için abdest almak gerekmez; alınan abdest bozulmadıkça istendiği kadar namaz kılınabilir.

Soru 120: Farz bir namaz için vakit girmeden önce abdest almak caiz midir?
Cevap: Namaz vakti yaklaştığında, farz namazı kılmak amacıyla abdest almanın sakıncası yoktur.

Soru 121: Ayaklarım felç olmuştur. Özel ayakkabı ve koltuk dayanağı ile yürüyorum. Abdest alırken ayakkabılarımı çıkarmam mümkün olmuyor. Bu durumda, ayaklarıma meshetmek hususundaki şer'î vazifem nedir?
Cevap: Eğer ayakkabıyı çıkarıp ayaklara meshetmeniz çok çetin ise; ayakkabının üzerinden meshetmeniz yeterli ve doğrudur.

Soru 122: Gittiğimiz yerde su bulmak için kilometrelerce araştırmamıza rağmen sadece kirli bir su bulursak görevimiz nedir? Acaba, bu durumda teyemmüm mü etmemiz gerekir, yoksa o suyla abdest mi almalıyız?
Cevap: Eğer su mutlak ve pak olur ve kullanılması zararlı olmaz veya zarar verme korkusu olmazsa, o suyla abdest alınmalıdır ve su bulunan yerde teyemmüm alınamaz.

Soru 123: Abdest almak kendiliğinden müstehap mıdır? Kurbet (Allah'a yakın olmak) kastı ile namaz vakti girmeden abdest alıp sonra onunla namaz kılmak sahih midir?
Cevap: Abdestli olmak kastıyla abdest almak şer'î açıdan beğenilen bir şeydir. Müstehap olarak alınan ab-destle de namaz kılmak caizdir.

Soru 124: Devamlı olarak abdestinde şüpheye düşen bir kimse camiye girmek, namaz kılmak, Kur'ân okumak ve masumların mezarını ziyaret etmek gibi durumlarda ne yapmalıdır?
Cevap: Abdestten sonra taharetinde şüphe etmesine itibar edilmez. Abdestin bozulduğunu kesin bilmedikçe onunla namaz kılıp Kur'ân okuması ve masum imamların kabrini ziyaret etmesi caizdir.

Soru 125: Abdestin doğru olması için suyun kol ve elin (abdestte yıkanan miktarın) her yerine akması şart mıdır? Yoksa ıslak elle abdest uzuvlarının üzerine meshetmek yeterli midir?
Cevap: Yıkamada ölçü, elle sıvamakla bile olsa suyun, uzuvların her yerine ulaşmasıdır. Ama, yalnızca ıslak elle meshetmek yeterli değildir.


Soru 126: Başa meshetmede ıslaklığın saça çıkması yeterli midir? Yoksa elin ıslaklığının başın derisine de ulaşması mı gerekir?
Cevap: Deriye meshetmek farz değildir.

Soru 127: Yapay saç kullanan birisi başını nasıl mesh etmelidir? Bu şahıs boy abdestini nasıl almalıdır?
Cevap: Eğer yapay saç başın derisine ekilmiş ve kaldırılması mümkün değilse veya onu kaldırmak çok zor ve zararlıysa; aynı şekilde ıslaklığın yapay saçtan dolayı deriye ulaştırılması mümkün olmazsa, yapay saç üzerine mesh etmek yeterlidir. Boy abdestinde de hüküm aynıdır.

Soru 128: Abdest ve gusül azalarını yıkama arasında ara vermenin hükmü nedir?
Cevap: Gusülde fasıla vermenin (muvalâtı terk etmenin) bir sakıncası yoktur. Ama; abdestte, bir önceki aza kuruyacak kadar ara verirse, abdesti batıl olur.

Soru 129: Sürekli olarak bağırsaklarından az miktarda yel çıkan bir kimsenin abdest ve namaz hususunda görevi nedir?
Cevap: Namaz için gerekli olan süre miktarınca bile kendini tutamıyorsa ve namaz esnasında abdestini yenilemesi de meşakkatli olursa, bir abdestle bir namaz kılmasının sakıncası yoktur; yani namaz esnasında abdesti batıl olsa bile her namaz için bir abdestle yetinir.

Soru 130: Toplu konutlarda oturan bazı şahıslar, ken-di paylarına düşen kapıcı, yararlandıkları sıcak su, soğuk su ve klima gibi hizmetlerin paralarını ödemiyor ve bu gibi hizmetlerin karşılığını razı olmadıkları hâlde komşularının üzerine yıkıyorlar; acaba, şer'î açıdan bun-ların namaz, oruç vb. ibadetleri batıl mıdır?
Cevap: Şer'î açıdan onlardan her biri, faydalandıkları ortak imkanların ücreti karşısında borçludurlar. Kasıtları kullandıkları suyun tutarını vermemek ise onunla abdest ve gusül almaları sakıncalı ve hatta batıldır.

Soru 131: Cenabet guslü aldıktan üç-dört saat sonra namaz kılmak isteyen bir şahıs, guslünün batıl olup olmadığında şüphe etmektedir. Bu durumda, ihtiyat olarak abdest almasında bir sakınca var mıdır?
Cevap: Böyle bir durumda abdest alması farz değildir; ama ihtiyat olarak abdest almasında sakınca yoktur.

Soru 132: Bulûğ çağına ermemiş küçük çocuklar da küçük hades yüzünden taharetsiz (abdestsiz) sayılırlar mı? Bu durumda, onların Kur'ân'ın yazısına dokunmalarına müsaade etmek caiz midir?
Cevap: Çocuk, abdesti bozan şeylerin vaki olmasıyla muhdis (abdestsiz) olur. Ama, çocuğun Kur'ân-ı Kerim'in yazısına el sürmesi haram değildir ve çocuğun kuran yazısına el sürmesini engellemesi farz değildir.

Soru 133: Abdest uzuvlarından biri yıkandıktan sonra henüz abdest bitmeden önce necis olursa hükmü nedir?
Cevap: Bu, abdestin sahih olmasına bir halel getir-mez. Ama namaz kılmak için necasetten temizlenmek amacıyla o uzvu yıkamak gerekir.


Soru 134: Ayaklara meshederken, ayakların üzerlerinde su damlaları olmasının abdest için bir sakıncası var mıdır?
Cevap: Meshedenin meshedilene -eldeki suyun ayağa- etki etmesi için, meshedilen yerdeki su damlalarını kurulamak gerekir.

Soru 135: Örneğin; eğer sağ kol omuzdan kesilmiş olursa, sağ ayağın meshi kalkar mı?
Cevap: Hayır; kalkmaz ve bu durumda sol elle meshetmek gerekir.

Soru 136: Abdest uzuvlarından birisinde yara veya kırık olan birisinin vazifesi nedir?
Cevap: Eğer abdest uzuvlarında yara veya kırık olur ve o bölgenin üzeri açık olursa; suyun zararı olmadığı takdirde o bölge yıkanmalıdır. Aksi takdirde sadece etrafı yıkanmalıdır. Ancak ihtiyata uygun olan; eğer zararı yoksa, ıslak elin o bölgenin üzerine çekilmesidir.

Soru 137: Mesh edilecek yeri yara olan şahsın vazifesi nedir?
Cevap: Eğer yaralı bölgeye mesh edemeyecekse abdest yerine teyemmüm yapmalıdır. Ancak yaralı yerin üzerine bez parçası koyup elini onun üzerine çekebiliyorsa, ihtiyat gereği teyemmüme ilave olarak anlatıldığı şekilde mesh etmek suretiyle abdestte almalıdır.

Soru 138: Abdest aldıktan sonra aldığı abdesttin batıl olduğunu anlayan kimsenin hükmü nedir?
Cevap: Yeniden abdest almalı ve batıl abdestle yerine getirmiş olduğu namaz gibi taharetin şart olduğu ibadetleri de yenilemelidir.

Soru 139: Abdest uzuvlarında, bezle sarılmasına rağ-men kanı durmayıp devamlı kanayan bir yara bulunan kimse nasıl abdest almalıdır?
Cevap: Yarayı naylon gibi kanı geçirmeyen bir şeyle sararak cebire abdesti alması gerekir.

Soru 140: Abdestten sonra yüz ve kolları kurulamak mekruh mudur? Ve bu ikisini kurulamamak müstehap mıdır?
Cevap: Bu iş için bir mendil veya özel bir bez ayırırsa sakıncası yoktur.

Soru 141: Kadınların saç ve kaşları boyamada kullandıkları suni boyalar, abdest ve gusül için sakınca teşkil eder mi?
Cevap: Eğer sadece boya olur ve suyun saça ulaşmasına engel olmazsa abdest ve guslü sahihtir.

Soru 142: Mürekkep, suyun (bedene) ulaşmasını engeller mi? Dolayısıyla elde mürekkep bulunması abdesti batıl eder mi?
Cevap: Mürekkep suyun deriye ulaşmasını engelli-yorsa, abdesti batıl eder; konunun teşhisi ise mükellefin görevidir.

Soru 143: Başa meshederken, başın ıslaklığının yüzün rutubetine kavuşması abdesti batıl eder mi?
Cevap: Ayaklara eldeki abdest suyuyla meshetmek gerektiğinden yüzün rutubetinin ellerin rutubetine karışmaması için başa meshederken elin, alnın üst kısmına değmemesine dikkat edilmelidir.



Soru 144: Abdest alması, normalde abdest alınabilecek zamandan fazla süren kimse, abdest uzuvlarını yıkadığını kesin olarak bilmesi için ne yapmalıdır?
Cevap: Vesveseden sakınmalı ve şeytanı ümitsizliğe kaptırmak için vesveselerine itina etmeyip diğerleri gibi sadece şer'î açıdan farz olan miktarla yetinmeye çalışmalıdır.

Soru 145: Vücudumun bazı yerlerinde döğme şekiller var; bazıları bunun abdest, gusül ve namazı batıl ettiğini söylemekteler, bu hususta yapmam gereken nedir?
Cevap: Vücudunuzdaki döğme, sadece boya olur veya derinin altında olursa ve suyun deriye ulaşmasına engel olmazsa abdest ve guslünüz sahihtir. Namazınıza da bir sakınca teşkil etmez.

Soru 146: İdrar ve istibra edip abdest aldıktan sonra insandan çıkan idrar mı, meni mi olduğu şüpheli olan bir rutubetin hükmü nedir?
Cevap: Bu durumda taharetli olduğunu kesin olarak bilmesi için, hem abdest almalı ve hem de gusletmelidir.

Soru 147: Abdestte, kadınlarla erkeklerin arasındaki farkı açıklar mısınız?
Cevap: Abdestin keyfiyetinde kadınla erkek arasında herhangi bir fark yoktur. Ancak; kolları yıkarken erkekler kolun dış kısmından (dirseğin üstünden), kadınların ise kolun iç kısmından yıkamaya başlamaları müstehaptır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder